Psikolog Hulya Aydoğan
hulyam__07@hotmail.com
NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
14/01/2015 NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Önceleri çağımızın popüler rahatsızlığı olarak ele alınan rahatsızlık depresyon rahatsızlığıydı, fakat günümüzde artan teknoloji, medya, internet, bilgi erişiminin kolaylığı ve bireyselliğin artması ile birlikte narsistik kişilik bozukluğu da bunlara paralel olarak artmış ve yaygınlaşmıştır. Erişkinliğin erken dönemlerinde başlayan bu kişilik bozukluğu üstünlük hisleri, beğenilme ihtiyacı, kendini başkalarının yerine koyamama (empati yoksunluğu) ve insanlara uygun yaklaşımda bulunamam ile seyreden bir rahatsızlıktır. Günümüzde bu rahatsızlığın yaygınlaşmasının nedenlerinden biri olarak kolay bilgi ulaşımı yüzünden insanların en iyisini, en doğrusunu kendilerinin bildiğini düşünmesini gösterebiliriz. Çünkü günümüzde insanlar sağlık, psikoloji, spor, yemek, aşk, ilişkiler … gibi her konuda gerek medyadan, gerek internet üzerinden, gerekse kitaplardan her türlü bilgiye ve fikre ulaşabiliyorlar ve bu ulaşılan bilgilerin genellikle en doğru ve kendisine en uygun bilgiler ve tanılar olduğu eğilimindeler bu da kişilerde bir narsistik güven ve yanlış yorumlamaya neden olabiliyor. Özellikle ebeveynlerde günümüzde sık görülen bir durumdur bu. Anne-baba çevresinden dinlediği, okuduğu, izlediği ve gördüğü bilgilerin en doğru bilgiler olduğuna inanır ve çocuklarının eğitimi yetiştirilmesi konusunda bu bilgiler doğrultusunda hareket eder bunun sonucunda genellikle büyük sıkıntılarla karşılaşabilirler. Çevreden gelen eleştirileri yok sayarlar çünkü en iyisini kendilerinin bildiğini varsayarlar. Bu tarz narsist tutumlar ilerlediği taktirde hayatın diğer yönlerini de olumsuz etkileyecektir. Narsistik kişilik bozukluğu olarak adlandırdığımız bu rahatsızlığı biraz yakından tanıyalım. Bu kişiler kendilerinin diğer insanlardan, çok yakınları dahil, çok daha önemli ve özel olduğunu hisseder ve düşünür. En küçüğünden en büyüğüne gösterdiği başarıları ve sahip olduğu becerileri olduğundan çok daha iyi görme ve abartma eğilimindedirler. Ve kendilerini çok önemli, çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak görmek ve göstermek isterler. Genellikle düşünceleri ve hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve sonsuz mükemmel sevgi üzerinedir. Kendisini çok özel ve eşi benzeri olmayan bir kişi olarak gördüğü için çevresini de ona göre oluşturur ve kendilerini sadece çok sezi ve üstün kişilerin anlayabileceğini düşünür bu yüzden böyle kişilerle arkadaşlık kurmayı hedefler normal gördüğü insanları küçümseme eğilimindedirler. Çevresindekiler tarafından çok beğenilmek, taktir edilmek, ve diğerlerinin ona özenmesi birincil amaçtır, çevresini kendine hayran bırakmayı hedefler bu yüzden konuşma tarzı, üslubu ve tavrı bu yöndedir. En iyisini sadece kendisinin hak ettiğini düşünürler, azla asla yetinmezler, şahsına özel muamele ve övülme beklerler, bu beklenti hem iş hayatında hem aşk, hem sosyal çevre hem de terapide kendini gösterir. Bu kişiler çoğunlukla çevresi tarafından bencil, egoist, amacına ulaşabilmek için her şeyi yapabilecek kapasitede olan insanlar olarak tanımlanır. Sürekli olarak çevresindekilerin onu kıskandığını, başarılarını ve mükemmeliyetini çekemediklerini düşünür ve içten içe aslında oda çevresindekilerin başarılarını ve sevilmelerini hazmedemez. Bulunduğu ortamda lider olmak zorunda hisseder asla birilerinin altında kalmaya tahammül edemezler, bulundukları grup içerisinde en çok sevilen, en çok sözü geçen, ve en çok hayran olunan olmak arkadaş ve iş çevresinde en önemli kriterdir aksi taktirde o gruba uyum sağlayamaz ve mutlu olamazlar. Yakın arkadaşları genellikle bu kişileri kendini beğenmiş, ukala ve küstah olarak tanımlarlar. Halk arasında ‘Küçük dağları ben yarattım’ diye tabir edilen bir tavır içerisindedirler, normal sohbet ve konuşma esnasında fark etmeden de olsa sürekli kendilerini övme eğilimindedirler, sosyal çevresinden sürekli övgü, hayranlık ve ilgi beklerler bunları bulamadıklarında aşırı derecede hayal kırıklığına uğrarlar, hayrete düşerler ve mutsuz, depresif dönemler geçirebilirler. Genelde kendi üstleriyle (öğretmenler,profesörler,patron,müdür..gibi) fazla iletişim içerisine girip kendilerini de onlarla aynı mevkide görürler. Daima bulunduğu kurumun en iyisi, en rütbelisi olma eğilimindedirler. Diğer herkesin yaptığı gibi sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde yer almayan kavramlardır çünkü kendilerine göre her şeye hakları vardır ve daima kendilerinin her alanda öncelikli olduğuna inanma eğilimindedirler. En önemli özellikleri eleştiriye asla tahammül edemezler. Bu rahatsızlık, rahatsızlığa sahip olan kişi için kötü görünmeyebilir fakat çevresindekiler ve yakınları için oldukça rahatsız edicidir. Aynı zamanda bu kişiler tutumları dolayısı ile hiçbir zaman samimi içten gerçek arkadaşlıklar kuramazlar ve evlilik yaşantılarında da bu tutumlar nedeni ile büyük sorunlarla karşılaşabilirler. Eğer kendinizde bu tutumları görebiliyorsanız (ki genelde bu kişiler öz eleştiriden de kaçınırlar terapiyi gerek görmezler) veya çevrenizde bu özelliklerinden yakındığınız, rahatsız olduğunuz yakınlarınız varsa terapinin büyük ölçüde yardımcı olabileceğini bilmelisiniz. Terapide tedavi yöntemi olarak çoğunlukla bireysel psikoterapi uygulanmaktadır. Tedavi sırasında kişiliğe ait abartılı beklentiler, düşünceler ve tutumlar uygun ve daha gerçekçi olanlarla değiştirilmeye çalışılır, kişiye empati yapma özelliği aşılama amaçlanır ve kişiler arası uygun olmayan yaklaşımın düzeltilmesi hedeflenir. 7/24 Psikoterapi Merkezi
Psikolog Hülya Aydoğan
0532 158 35 55 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
POZİTİF PSİKOLOJİ - 29/12/2014 |
Günümüzde herkesin ilgisini çeken pozitif psikolojinin amacını yakından inceleyelim. Geleneksel psikolojiye yeni bir bakış açısı getiren pozitif psikoloji içinizdeki gücü ve mutluluğun anahtarını sizlere sunmayı hedeflemektedir |
BİLGİSAYAR VE İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 23/12/2014 |
Günümüzde hemen her evde ve her iş yerinde yer alan hayatımızın her alanına sızmış olan internet ve bilgisayarların kullanılış amaçlarını ve günümüzde kaide değer bir oranda artmış olan internet bağımlılığını gelin biraz yakından inceleyelim. |
ATASÖZLERİNİN DÜŞÜBCELERİMİZE ETKİLERİ - 22/12/2014 |
Farkında olmadan kullandığımız ve duyduğumuz atasözlerinin düşüncelerimize etkisini kontrol etme ve yaşamımızda doğru bir yol çizmek için kullanma yolları |