Uzman Klinik Psikolog Pedagog Betül Baltacı 0533 373 81 23
betuel@baltaci.org
Çocuklarda özgüven eksikliği
20/02/2014 Çocuklarda özgüven eksikliği
Günümüzde çocuklarda özgüven eksikliği sıkça görülmektedir. Özgüven duygusu 0-6 yaşlarında kazanılır ve bize hayatımızın sonuna kadar eşlik eder. Özellikle bu yaşlarda ailenin çocuğuna tutumu çok önemlidir. Çocuğunuza olan güveniniz ve cesaretlendirmenizle birlikte bir de onu yaptığı işlerde desteklerseniz, çocuğunuzun ne kadar sağlıklı bir özgüvene sahip olduğunu göreceksiniz. Özgüven eksikliğinin beraberinde getirdiği olumsuz davranışlardır aslında aileyi huzursuz eden. Buna bağlı olarak çocuklarda ve ergenlerde en sık rastlanan sorunların başında aşırı çekingenlik, sosyal ortamlardan kaçınma, tanımadıkları ortamlarda geri planda kalma, okula gitmek istememe gibi davranışları beraberinde getirir. Bu durum çocuğun ve ergenin hem özel hayatını hem de okul hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Özgüven, sağlıklı ve başarılı bir hayat için insanın sahip olması gereken en önemli özelliklerden biridir. Eksikliği durumunda çocuklarımız ve ergenlerimiz mutsuzluğa ve başarısızlığa itilir. Peki, bu durumda ne yapmalı? Özgüven nasıl kazandırılmalı? 1. Çocuğunuzun pozitif yanlarını keşfedin! Bu ne demektir? Ağır çalışma temposu nedeni ile çoğu zaman etrafımızda olumlu ve güzel giden olaylardan daha çok, olumsuz ve can sıkıcı olaylara odaklanıyoruz ve bunu maalesef çocuklarımıza da yansıtıyoruz. Bakış açımızı biraz değiştirerek, özellikle çocuklarımızla olan iletişimimizde onların güzel ve başarılı davranışlarını görüp takdir ederek onların özgüven kazanmasına destek olabiliriz.
2. Beğendiğiniz hareketini çocuğunuzla paylaşın! Her ne kadar biz çocuğumuzun davranışlarını beğensek ve takdir etsek de bunu çoğu kez açıkça söylemeyi unutuyor, ya da söylemeye gerek duymuyoruz. Ama bunun çocuğumuzun özgüveni için ne kadar önemli olduğunu hatırlarsak, kendisine bunu söylemeyi de ihmal etmeyiz. Takdir sadece sözle değil, bakışlarımız ve hareketlerimizle de sergileyebileceğimiz bir davranıştır. Örneğin mimikler ve jestler ile çocuğunuzu takdir ettiğinizi gösterebilirsiniz. Kendine güveni az olan çocuklar doğrudan övgüye karşı korunma refleksi gösterebilir. Bu durumda mimik ve jestler daha etkilidir.
3. Davranışlarını göz önüne almadan Çocuğunuza onun değerli olduğu duygusunu verin! Çocuk yetiştirmede bu çok önemli bir noktadır. Eğer çocuğunuz davranışları hesaba katılmadan kendisine değer verildiğini anlarsa daha özgür ve kendine güvenen biri olarak gelişmeye devam eder. Baskı altında olmayan çoğu çocuk aslında olumlu yönde gelişme eğilimindedir. Özellikle aşırı ve gerçekçi olmayan beklentiler çocuklar üzerinde olumsuz etki yapar. Eğer çocuk sadece anne-babasının beklentilerini yerine getirdiğinde sevildiği duygusuna kapılırsa, bu beklentileri görünürde karşılasa bile içten içe yalnız ve sevilmeyen bir çocuk olduğunu düşünecektir.
4. Çocuğunuzun sadece davranışını eleştirin, tamamen onu reddetmeyin! Bazı davranışlarını beğenmiyorsanız bunların hangi davranışlar olduğunu çocuğunuza açıkça belirtin ama çocuğunuzu tamamen eleştirmeyin ve ona olan sevginizin azalmadığını hissettirin.
5. Beğenmediğiniz davranışını tekrar nasıl telafi edeceğini çocuğunuza anlatın! Çocuğunuzun yanlış davranışını ve bu davranışı nasıl telafi etmesi gerektiğini ona açıkça ve normal bir ses tonu ile anlatın. Örneğin: Çocuğunuz odasını toplamadı. Bu durumda ona “Daha önce konuşmuştuk ama hala odan dağınık, çabuk topla” demeniz pek doğru olmayacaktır. Mümkün olduğunca ona bir süre verin ve bu sürede görevini yerine getirmesini söyleyin. Görevini tamamladıktan sonra takdir etmeyi unutmayın. Genellikle çocuğumuza kızgın olduğumuzda onu takdir etmeyi ihmal ederiz. Bu durumda çocuk anne ve babasının ne yaparsa yapsın takdirini kazanamadığını düşünecektir. Burada önemli olan çocuğu görevini yerine getirdiği için takdir etmek ama geciktirdiği için eleştirmektir.
6. Bazen hatalara göz yummak işe yarayabilir. Çoğu zaman anne-babalar zor karakterli çocuklarıyla yaşadıkları kısır döngüden bir türlü çıkamazlar. Sürekli yasaklar, uyarılar ve cezalar durumu daha da zorlaştırabilir. Çocuğunuzla yapacağınız bir tür barış ve ateşkes ortamında onun hatalarına göz yumarak her iki taraf da biraz sakinleşme imkânı bulabilir. Bu durum elbette başıboşluk olarak algılanmamalıdır. Eğer çocuğunuz sizin ondan beklentilerinizi biliyorsa, ikaz ve ihtar edilmediği kısa bir sakinlik ve teneffüs sonuçta ona da iyi gelecektir. Ayrıca bu barışma süresi ona aslında her şeyin yolunda olduğunu anlatmak için de önemlidir.
7. Yeteneklerini destekleyin! Yeteneklerinin farkında olan bir çocuğun kendine olan güveni daha fazladır. Anne ve babaların çocuklarının yeteneklerini bilmesi ve bu yetenekleri geliştirmek için ona destek olmaları çok önemlidir. Elbette yeteneği desteklerken ısrarcı ve zorlayıcı olmamaya özen göstermek gerekmektedir. Yani tavsiyelerimizi ona vermeli ama beklentilerimizi düşük tutmalıyız. Elbette bu birçok anne baba için kolay bir durum değil, çünkü çocuklarının yeteneklerini desteklerken aslında kendi içlerinde geçmişten kalan bazı hayalleri de çocukları üzerinden gerçekleştirmek isterler. Ama önemli olan ona hayatının en büyük başarısızlığını yaşatmamaktır. Aşırı baskı ve beklenti çocuklarda motivasyon kaybına ve yeteneğini ortaya koyma isteksizliğine sebep olabilir.
Sonuç: Saygı ve kıymetini bilme üzerine bina edilmiş bir ebeveyn-çocuk ilişkisi çocukta özgüveni pekiştirir. Değerli ve takdir edildiğini bilen çocuk aynı zamanda eleştiriyi de rahatlıkla hazmedebilir. Takdir ve şefkat çocukta kabul edilme hissini tetikler. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite - 12/03/2014 |
DEHB yani Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tıbbi bir tanıdır |
Çocuklarda sınav kaygısı - 27/02/2014 |
Çoğunuz sıklıkla gerginse, okula gitmek, ders çalışmak kendisine zor geliyor ve o sürekli ders çalışmayı erteliyorsa, sınavlarına çalışmasına rağmen büyük bir korku ve endişe ile sınava giriyor, mide bulantılarından, huzursuzluklardan ve iştahsızlıkt |
Çocuklarda takıntılara dikkat! - 26/02/2014 |
Takıntılar günümüzde çok yaygın olmakla birlikte hayatımızı olumsuz yönde etkilerler. Toplumun yaklaşık %2-3 ünde görülen bir rahatsızlıktır, fakat fark edilmesi ne yazık ki her zaman kolay değildir. Ortalama başlangıç yaşı 20 olmasına rağmen son dön |
Depresyon nedir, nasıl bir tedavi uygulanmalıdır? - 26/02/2014 |
“Depresyondayım” sözünü artık duymayan kalmamıştır muhtemelen, çünkü günümüzde depresyona giren kişilerin sayısı her gün artmaktadır. |
Takıntı nedir, ne zaman bir uzmana başvurulmalıdır? - 24/02/2014 |
Obsesif- kompulsif bozukluklar, yani halk arasında bilinen ismi ile takıntılar son dönemlerde sıkça görülmektedir. Obsesyonlar, kişide korku ve endişeye neden olan, istenmeden gelen düşünceler ya da dürtülerdir. |
Çocuklarımızı sanal dünyada yalnız bırakmayalım! - 22/02/2014 |
Günümüzde bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve buna bağlı olarak internet hayatımızın bir vazgeçilmezi haline gelmiştir. |
Ergenlik dönemindeki çocuklarımızla iletişim - 21/02/2014 |
Ergenlik dönemi günümüzde önceki kuşaklara göre daha erken yaşlarda başlayıp, şartlara bağlı olarak daha ileri yaşlara kadar sürmektedir. |
Çocuk ve Ergen Terapiler - 20/02/2014 |
Hiper aktivite, dikkat eksikliği, davranış bozuklukları, sınav kaygısı, çocukluk depresyonu, kardeş kıskançlığı, ergenlik problemleri, aile içi iletişim sorunları, kimlik bunalımı Bireysel Terapiler |
Uyguladığım Psikolojik Uygulanan Testler - 20/02/2014 |
Uyguladığım Psikolojik Uygulanan Testler |
Devamı |