Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
busra.kara@icloud.com
KOMPULSİF BİRİKTİRME DAVRANIŞI
31/07/2021
Biriktirme, işe yaramaz
ya da sınırlı değere sahip görünen nesneleri edinme ve atmada başarısızlık
olarak tanımlanmaktadır. Kavram, aşırı biriktirme ve az kullanılan nesneleri
atmakta başarısızlıkla ilişkilendirilen davranışsal bir duruma karşılık
gelmektedir. Biriktirmenin klinik olarak anlamlı bir problem olabilmesi için
yaşam alanlarının normal aktiviteleri engelleyecek derecede eşya kalabalığı ile
dolu olması ve biriktirme davranışlarının belirgin bir sıkıntı ve işlevsellikte
bozulmaya yol açması gerektiği ifade edilmektedir. Klinik biriktirme için üç
özellik belirtilmektedir: 1-İşe yaramayan ya da
sınırlı değere sahip görünen çok sayıda nesne edinme ve atmakta başarısızlık; 2-Yaşam alanlarındaki
aktiviteleri engelleyecek düzeyde eşya kalabalığı; 3-Biriktirmenin neden
olduğu belirgin sıkıntı ya da işlevsellikte bozukluk. Ek olarak, özellikle
değersiz nesneleri atmakta zorlanmanın da biriktirmenin ayırıcı özelliği olduğu
ifade edilmektedir. Biriktirmenin nesneyi atmaya yönelik sebeplerin azlığı ile
ilişkili olmamakta, nesneyi saklamaya yönelik sebeplerin fazlalığı ile ilişkili
olmaktadır. Kompulsif biriktirmenin 6
tanı kriteri aşağıdaki şekildedir: 1-Nesneleri biriktirmeye
yönelik güçlü dürtüler ya da atma ile ilişkili sıkıntıdan dolayı bariz bir
şekilde işe yaramaz ya da sınırlı değere sahip kişisel nesneleri atmakta ya da
elden çıkarmakta zorluk. 2-Semptomlar evdeki aktif
yaşam alanlarında (örn. oturma odası, mutfak, yatak odası), iş yeri ya da diğer
kişisel çevrelerde (örn. ofis, araç, avlu) eşya kalabalığı oluşturan çok sayıda
nesnenin yığılmasına yol açmaktadır. Eğer bu alanlarda eşya kalabalığı mevcut değilse,
bu sadece başka insanların bu alanları boşaltma çabasından kaynaklanmaktadır. 3-Semptomlar ya da eşya
kalabalığı klinik olarak belirgin sıkıntı ve/ya da sosyal, mesleki ya da diğer
önemli işlevsellik alanlarında bozukluk ve/ya da belirgin sağlık ya da güvenlik
riskine neden olmaktadır. 4-Semptomlar ya da eşya
kalabalığı en az 6 ay boyunca devam etmektedir. 5-Semptomlar diğer
gelişimsel (örn. otizm, Prader-Willi Sendromu) ya da mental bozukluklar (örn.
OKB, majör depresif bozukluk, şizofreni) ile daha iyi şekilde
açıklanmamaktadır. 6-Semptomlar bir maddenin
(örn. madde kötüye kullanımı, ilaç tedavisi ya da diğer tedaviler) ya da genel
medikal ya da nörolojik bir durumun (örn. beyin lezyonu, serebral vasküler
rahatsızlık, demans, hipotiroid) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir. Her ne kadar ayrı bir
rahatsızlık olarak sınıflandırılsa da biriktirme davranışının OKB’nin bir alt
tipi mi yoksa ayrı bir sendrom mu olduğuna yönelik tartışmalar hala
süregelmektedir. Kompulsif biriktirme,
DSM-IV-TR’de Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğunun (OKKB) sekiz tanı
kriterlerinden biri olarak, “özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz
şeyleri elden çıkartamaz” maddesinde yer almakta, fakat OKB ile
ilişkilendirilmemektedir. DSM-V’te ise biriktirme davranışlarına OKB ve
İlişkili Bozukluklar başlığı altında Biriktiricilik Bozukluğu olarak yer verilmektedir.
Biriktirme her ne kadar OKB ile ilişkili bozukluklar kategorisine dahil edilmiş
olsa da biriktirmenin ayrı bir teşhissel durum olduğu ileri sürülmektedir. DSM-V’te
Biriktiricilik Bozukluğu bir tanı olarak
belirlenmiş ve kriterleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: 1-Sahip olduklarını elden
çıkarmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte sürekli olarak bir güçlük çekme. 2-Bu güçlük, söz konusu
nesneleri saklamanın gerekliliği algısından ve onları elden çıkartmanın
yarattığı sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. 3-Sahip olduklarını elden
çıkarma güçlüğü, bu nesnelerin biriktirilmesi ile sonuçlanmakta, dolayısıyla
bunlar yaşam alanlarını kaplamakta, ortalığa yığılmakta ve büyük ölçüde 13
kullanım amaçlarından uzaklaşmaktadır. Yaşam alanlarında bir yığıntı yoksa, bu
ancak üçüncü kişilerin girişimleriyle sağlanmaktadır. 4-Biriktiricilik, klinik
açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili ya da önemli diğer
işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olmaktadır. 5-Biriktiricilik, başka
bir sağlık durumuna bağlanamaz (örn. beyin yaralanması, serebrovasküler
hastalık, Prader-Willi sendromu). 6-Biriktiricilik, başka
bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz (örn. OKB’deki
obsesyonlar, yeğin depresyon bozukluğunda içsel gücün azalması, şizofreni ya da
psikozla giden diğer bozukluklarda sanrılar, yeğin nörobilişsel bozuklukta
bilişsel eksiklikler, otizm açılımı kapsamında bozuklukta kısıtlı ilgi
alanları). Psikolojide tüm
patolojiler için içgörü eksikliği (poor insight) kavramı değerlendirilmektedir.
Biriktiricilik bozukluğu için de içgörüsü iyi olan biriktiricilerin biriktirme
ile ilgili inanış ve davranışlarında sorun olduğunun farkında oldukları
belirtilirken, içgörüsü kötü olan biriktiricilerin ise biriktirme ile ilgili
inanış ve davranışlarında sorun olmadığına inandıkları ifade edilmektedir.
İçgörüsü olmayan ya da sanrısal inanışları olan biriktiricilerin de biriktirme
ile ilgili inanış ve davranışlarının sorunlu olmadığına tam olarak inandıkları
belirtilmektedir. Biriktirme bozukluğu ile
koleksiyonculuğun temel özellikler bakımından örtüştüğü ifade edilmektedir.
Ancak koleksiyoncuların daha az çeşitte nesne edindikleri, nesnelerini organize
ettikleri ve eşya kalabalığı deneyimlemedikleri belirtilmektedir. Koleksiyoncularda
eşya kalabalığı, sıkıntı, sosyal bozukluk ve mesleki bozukluğun biriktiricilere
göre daha az olduğu belirlenmektedir. Ayrıca, koleksiyoncular edinirken daha
seçici olmakta, nesnelerini daha çok organize etmekte, edinirken daha az
çeşitte nesne edinmekte ve daha az yığma davranışı göstermektedirler. Biriktiricilerin
biriktirdikleri nesnelerin çok çeşitli olduğu görülmektedir. En çok
biriktirilen nesnelerin gazete, dergi ve diğer kâğıt çöpler olduğu ve bu
nesnelerin sıklıkla salon, mutfak ve yatak odasında toplandıkları
belirtilmektedir. Kompulsif biriktiricilerin biriktirdikleri nesneleri beş
kategoride sınıflandırdıkları belirlenmiştir: bilgi (dergiler, kitaplar,
gazeteler, mektuplar, elektronik bilgiler, faturalar, banka belgeleri); ev çöpü
(sebze kabukları, teneke kutular, karton kutular, torbalar); ev eşyaları (beyaz
eşyalar, mobilyalar, saatler, resimler, porselenler); koleksiyonluk eşyalar
(antika kalemler ve oyuncaklar); giysiler. Ayrıca bazı biriktiriciler bedensel
kalıntılarını (saç, dışkı, kan) da biriktirmektedirler. Biriktiricilerin
hayvanları da biriktirdikleri görülmektedir. Bildirilen vakaların yaklaşık üçte
birinin hayvan biriktirmeyi içermektedir. Biriktirme bozukluğunun
toplum içindeki yaygınlık oranının %4 ile %6 arasında değişim göstermektedir. Sonuç olarak, kompulsif
biriktirmenin insanların hayatlarını etkileyen bir problem olduğu görülmektedir.
Kompulsif biriktirmenin daha iyi anlaşılması için yeni çalışmalara ihtiyaç
duyulmaktadır. KAYNAKÇA AMERİKAN PSİKİYATRİ BİRLİĞİ (2013), Ruhsal
Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-V), çev.
Ertuğrul Köroğlu, Hekimler Yayın Birliği, Ankara. FROST Randy O.- GROSS Rachel C. (1993),
"The hoarding of possessions", Behaviour Research and Therapy, 31,
ss. 367-381. FROST Randy O.- STEKETEE Gail (2008),
"Compulsive hoarding", Obsessive-compulsive disorder: Subtypes and
spectrum conditions, ed. Jonathan S. ABRAMOWITZ- Dean MCKAY- Steven TAYLOR, 1.
b., Elsevier Science. MCKAY Dean- ABRAMOWITZ Jonathan S.-
CALAMARI John E.- KYRIOS Michael- RADOMSKY Adam- SOOKMAN Debbie - TAYLOR Steven
- Wilhelm Sabine (2004), "A critical evaluation of obsessive–compulsive
disorder subtypes: Symptoms versus mechanisms", Clinical Psychology
Review, 24, ss. 283-313. TOLIN David F.- WITT Suzanne T.- STEVENS
Michael C. (2014), "Hoarding disorder and obsessive-compulsive disorder
show different patterns of neural activity during response inhibition",
Psychiatry Research: Neuroimaging, 221, ss. 142-148. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BOŞANMA SÜRECİ - 14/05/2024 |
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası. |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ” - 24/04/2023 |
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar. |
BABA UYARICI, ANNE İSE KORUYUCU MUDUR? - 16/03/2023 |
Geleneksel aile yapıları değişse de anneler hala babalara babalık rollerini teslim etmekte zorlanabiliyor. Erkekler tarafından bakacak olursak, birçok erkek babalıkla ilgili iyi tanımlanamamış bu role girmekte zorluk çekiyor. |
AKRAN ZORBALIĞI - 01/02/2023 |
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir. |
ÇOCUĞUMA EŞYALARINI VE ODASINI TOPLAMAYI NASIL ÖĞRETEBİLİRİM? - 03/01/2023 |
Birçok yetişkin, çocuklarının malının kıymetini bilmemesinden, dağınıklığından veya sorumsuzluğundan yakınmaktadır. |
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022 |
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır. |
MADDE BAĞIMLILIĞI - 27/09/2022 |
Madde bağımlılığının sebebi denildiğinde, bir tek nedenden bahsetmek mümkün değildir. Birden fazla sebep bir arada olabilmektedir. |
KEKEMELİK - 24/08/2022 |
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur. |
Devamı |